Kupa terapisi; binlerce yıl önce çeşitli medeniyetlerde ortaya çıkmış, birden çok rahatsızlığın tedavisi için uygulanan bir bütüncül tıp yöntemidir. Farklı kültürlerde, nesilden nesile günümüze kadar getirilen kupa tedavisi; ağrı, iltihap, solunum yolu enfeksiyonları gibi çeşitli rahatsızlıkları gidermek, etkilerini hafifletmek amacıyla uygulanmaktadır.
Genellikle geleneksel Çin tıbbı ile birlikte anılsa da kupa tedavisinin kullanımı Arap, Mısır, Antik Yunan ve Roma’da çokça rastlanmış, şifa amacıyla uygulanmıştır. Kupa terapisinin ilk rastlandığı yer ise Han Hanedanlığı’dır. Galen ve Hippocrates gibi batı tıbbının babaları tarafından da kullanılmış ve tavsiye edilmiştir.
Bardak çekme, kupa çekme, hacamat olarak da bilinen kupa terapisi özellikle Olimpiyat sporcuları tarafından yarışma öncesi sıkça tercih edilmekte; dokularını iyileştirmek ve optimize etmek amaçlı yaptırmaktadırlar.
Kupa terapisi, vücudun kan akışını harekete geçirmek için ısıtılmış bir kapağın (bu bardak, kupa vb. şekilde çeşitlenmektedir) deriye vakumlanarak uygulanmasıdır. Cilt yüzeyine vakum oluşturarak uygulanan bu tedavi yöntemi akupunktur noktalarına uygulanır.
Eski medeniyetlerde bambu, metal ya da topraktan yapılmış bardaklarla uygulanan kupa terapisi günümüzde cam bardaklarla uygulanmaktadır. Oluşturulmak istenen vakum, alkole bulanmış ve tutuşturulmuş bir pamuklu çubuğun yardımıyla kabın ısıtılması ve içindeki oksijenin alınmasıyla gerçekleştirilir. Isıtılan ve oksijeni alınan kupa hızlıca belirlenen bölgeye kapatılır ve soğuma sürecinde vakum oluşur.
Kupa terapisinin süresi ortalama 5 ila 10 dakika arasındadır. Nitekim kupa terapisinde kişiden kişiye göre kupa boyutu, basınçlar ve uygulama süreleri değişebilmektedir.
Medikal estetik, bu yıpranmaları onararak kozmetik olarak vücudun en güzel haline kavuşmasını sağlayan tedavileri kapsayan bir alandır.
IV Therapy, damar yolu aracılığıyla vitaminlerin, minerallerin, aminoasitlerin ve
antioksidanların doğrudan dokulara gittiği ve % 90’nın üzerinde emilim oranıyla sonuçlanan, vitamin, mineral ve antioksidanları dokulara iletmenin en hızlı ve en etkili yoludur. İnsan vücudu kimyasallardan, radyasyondan ve diğer faktörlerden kaynaklanan hasarı sürekli olarak onarır.